-
1 ait
См. также в других словарях:
gerçekçi — sf. 1) Gerçeği gören ve ona göre davranan veya gerçeğe uygun olarak yapılan, realist Halkçı olduğu kadar gerçekçiydi Atatürk. S. Eyuboğlu 2) Gerçekçilik yanlısı olan, realist Geçmişi geçmişte bırakıp bugüne bakmak daha gerçekçi bir yaklaşımdır. H … Çağatay Osmanlı Sözlük
gönlünce — zf. Dileğine uygun olarak Ama, resimli reklam filmleri çizmeye ayrılmış saatlerinden pek azı, ona gönlünce çalışmak için kalıyor. Y. Z. Ortaç … Çağatay Osmanlı Sözlük
tutmak — i, ar 1) Elde bulundurmak, ele almak Kucağında kundaklı bir çocuk tutuyordu. Ö. Seyfettin 2) Ele geçirmek, yakalamak Evvela bu terbiyesiz köpeği tuttu, bağladı. Ö. Seyfettin 3) Avlamak Dalyan işletiyorum, tuttuğumuz balığı tekrar denize döküyoruz … Çağatay Osmanlı Sözlük
gelmek — den, e, nsz, ir 1) Bir yere gitmek, ulaşmak, varmak Gurbetten gelmişim yorgunum, hancı. B. S. Erdoğan 2) Geriye dönmek ... adamı Ödemiş ten aldım geldim, her masrafını çektim. N. Cumalı 3) Oturmaya, ziyarete gitmek Dün akşam amcamlar bize geldi.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
takmak — i, ar 1) Bir şeyi başka bir yere uygun bir biçimde tutturmak, iliştirmek, geçirmek Gözlüğünü takıp masaya eğildi. R. H. Karay 2) e, nsz Düğün vb. törenlerde takı armağan etmek Geline pırlanta yüzük takmışlar. 3) i, e Ad, lakap koymak Ona bu adı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
zekice — zf. Zeki olarak, zekiye uygun bir biçimde Ona göre, Habil in Kabil i öldürmesinde zekice bir yan aranmamalıdır. S. Birsel … Çağatay Osmanlı Sözlük